Cahit Uğurlu; Siyasete Etkin Olmamız Gerekiyor

Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Federasyonu (ASEF) Başkanı Cahit Uğurlu, Serhat Yaşam Dergisi İmtiyaz sahibi Erkan Sarıkaya'ya önemli açıklamalar yaptı.

Serhat Yaşam: Cahit Uğurlu kimdir? Sizi kısaca tanıyabilirmiyiz?

Cahit Uğurlu: 1955 Kars merkez doğumluyum. Evli 3 çocuk babasıyım. 1966 yılında İstanbul'a geldik. Çeşitli şekilerde ticaretimiz oldu. Sivil toplum örgütlerinde faliyetlerinde yer aldık .Şu anda aktif olarak Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Federasyonu (ASEF) Başkanlığı yapıyorum. Ayrıca 1. Dünya harbi mağdurları Dernek Başkanıyım.Vatanımıza, insanımıza  ve milletimize duyarlıyız. Elimizden gelen karınca kararınca yapıyoruz. 

Serhat Yaşam: Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmalara yönelik Üsküdar Meydanında Dernek olarak bir açıklamanız oldu. Bu konuda görüşünüz nedir?

Cahit Uğurlu: Millet olarak kişisel olarakta kendimde her zaman haksızlıkların karşısında olmuşumdur. Biliyorsunuz Karabağ işgal altında bütün Dünyanın tanıdığı Azerbaycan'ın öz toprağıdır. Orada insanlar mağdur edilmiş, 1992 Hocalı katliamıda bununla bağlantılı tabi bir çok devletin oyununa gelerek orayı işgale giriştiler. Bugünkü koşularda Azerbaycan kendi topraklarına sahip çıkmaya gitti. Bunun sulh yolu ile olması herkesi mutlu ederdi. Bu tam olarak siyasi bir meseledir. Ermenistan yani oradaki yöneticilerin basiretsizliği ve beceriksizliğidir. O halk bedelini ödüyor. Azerbaycan'ın haklılık payı var. Kendi topraklarını kurtarmaya çalışıyorlar. Tabi duamız bunun tez zamanda sonuçlanması. Daha fazla can, daha fazla kan akmaması için biran önce bitmesi.

Serhat Yaşam: Sizin Üsküdar meydanında Azerbaycan'a destek açıklamanız oldu. Açıklama içeriğinden bize bahsedermisiniz?

Cahit Uğurlu: Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Federasyonu olarak, şu ana kadar Ermeni lobi çalışmaları Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetini soykırım yapmakla itham etmelerine rağmen, şu ana kadar kazanılmış bir mahkeme yok, ispat yok bütün dünya biliyorki bizim böyle bir soykırım hadisemiz yok. Ermenistan'ın politikası bu, Dünyaya kendini mahsun ve mazlum göstererek Dünyanın dikatini çekmeye çalışıyor. Suçlu olarakta her zaman Türkiye'yi gösteriyor. Devletimiz, milletimiz Azerbaycan'ın yanındadır. Biz ASEF olarak desteğe destek veriyoruz. Bizde bu davayı kamuoyuna aktarmak için basın açıklamız oldu.

Serhat Yaşam: Türkiye'nin Azerbnaycan'a desteğini nasıl görüyorsunuz?

Cahit Uğurlu: 1992'de  Karabağ işgali ile amaç Türk Dünyasının önünü kesmek, bu bir politika. Bugün Ermenistan Rusya'ın güdümünde kalsaydı, Amarikan yanlısı hareketlere girmesyedi kanımca Rusya bu operasyona müsade etmezdi. Yapılan toprak savaşı değil ekonomik, siyasi bir savaştır. Herkes kendine alan açıyor. Türkiye'de ister istemez bunlara müdahil olmak zorunda kalıyor. Ülke olarak çevremiz bu hareketlerle doludur. Bugün bizim Azerbaycan'ın yanında olma mecburiyetimiz var. Biz iki devlet tek miletiz. Biz Azerbaycanı kardeş ülke olarak görüyoruz. Her zaman ve her yerde ekonomik veya siyasi olarak Azerbaycan'ın yanındayız yanında olmaya devam edeceğiz.

Serhat Yaşam: Kars Ardahan Iğdır (KAI) Vakfı yönetiminde bulundunuz. KAI Vakfı  çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Cahit Uğurlu:Daha önce KAI Vakfı yönetiminde bulundum ama şimdi KAI Vakfı İşadamları Konseyindeyim. KAI Vakfı öğrencilere verdiği burslar devam ediyor. KAI Vakfı okullar, yurtlar yaptı, öğretmen evi yaptı, bine yakın öğrenciye burs verdi. KAI Vakfı bölge STK'lar içinde her zaman öncülük yapıyor. İstanbul'da 1 milyon üstünde Kars, Ardahan ve Iğdırlı yaşamasına rağmen STK'lara destek konusunda zayıfız. Eğitime destek konusunda Vakfı desteklemek, büyütmek lazım. Gerçekten ihtiyaç sahibi çok öğrenci var. KAI Vakfı bir çok konuda öncülük rölünü üstlendi. Yaptığı hizmetler ortada, KAI Vakfı devlet nezdinde bilinirliği ve saygınlığı var. Bu saygınlığı koruyoruz.

Serhat Yaşam: Kars, Ardahan ve Iğdır STK'ların Büyük şehirleri lobi yapma konusunda etkileri var mı?

Cahit Uğurlu: Malesef yok. Malesef dağınığız birlik, beraberliği bir türlü sağlayamıyoruz. Tabi herkes kendi bögesinin kültürünü tanıtmak istiyor.  Sivil toplum kuruluşlarının asıl amacı siyaete var olmak ve siyasiler üzerinde söz sahibi olmaktır. Malesef Kars'ın tarihinde iki Bakanımız çıkmış. Eğer biz Kars'ın saygınlığını artırırsak, STK'lar örgütlenip sesini daha fazla çıkarırsa bu gün siyasettede söz sahibi olabiliriz. Kendi yöremizde farklı görüşler olabilir o ayrı bir olay. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir davamız aynı. Kars, Ardahan ve Iğdır'a destek olmak istiyorsak o manada birleşmemiz gerekir. Sivil toplum kuruluşları olarak bir araya gelmeli ve bir birbirimize destek vermeliyiz.

Serhat Yaşam: Kars'a gitiğiniz yapılan yatırımları yeterli buluyormusunuz? Yaşanan göç için ne yapılabilir?

Cahit Uğurlu: Şu anda baktığınız zaman Kars'ın merkezi ve yakın köyleri ile birlikte nüfusu 160 bin. Kars'taki durum belli, istihdam yok, iş yok, aş yok. Zaten geçim kaynağı hayvancılık ve reçberlik malasef şimdi oda yok. İklimden dolayı zaten topraklarımız verimli değil. Eğer siyaseten sesimizi duyurabilirsek mevcut hükümetin yatırım konusunda dikkatini çekmiş oluruz. Kendimiz cılız ses olunca malesef hükümet programlarında yeterince yararlanamıyoruz. Oradaki yapılan yatırımlar tabiki yeterli değil. Bizim oralardan geliş sebebimiz genelikle işsizlik yüzünden olmuştur. Bizim Kars ilimizde barışık yaşadık. Kız alıp verdik, ticaret ortaklık yaptık. Şimdi orada yaşayanlar bizim kaderimizi yaşıyorlar, bizim onların sesi olmamız gerekiyor. Bugün siyaseten payımızı yeterince alamıyoruz. Siyaseten etkin olmak, etkin olmak içinde birlik beraberlikten geçiyor.

Serhat Yaşam: Son olarak eklemek istediğiniz bişey var mı?

Cahit Uğurlu: Bügün Dünyayı yöneten siyasetir, siyasete etkin olmamız gerekiyor. Öğrencilerimiz çok önemi geleceğimizdirler onların ellerinden tutmamız gerekiyor. Çok başarılı olmuş, çok önemli yerlerde hizmet veren hemşehrilerimiz var, ama birbirimizden habersiziz. Bunları harekete geçirmemiz lazım. Kars, Ardahan ve Iğdır'a yönelik proje geliştirmemiz gerekir. Kaşarımız, Balımız, Peynirimiz var ama Dünya çapında bir markamız yok. Bir marka yaratmamız lazım. Binbir çiçeğimizden olan Balımız ve Kaşarımızı markalaştırmamız lazım. Büyük şehirlerde Kars kaşarı, Balı satılan şubeleri olan satış noktaları yapmalıyız.